Crescent-Stars
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

artık cam adam değilim

Aşağa gitmek

artık cam adam değilim Empty artık cam adam değilim

Mesaj  fbcska1907 Ptsi Ağus. 11, 2008 7:44 pm

Cam adam değilim


Sık sık sakatlık yaşadığın için sana "Cam adam" lakabı takıldı. Bu yakıştırmayı gerektirecek bir durumda olduğunu düşünüyor musun?


Kamuoyunda ben tepeden tırnağa sakatmışım gibi bir görüş hâkim. Şu anda omzumdaki problem dışında hiçbir sakatlığım yok. Geçen sene kaç maç oynadığıma iyi baksınlar. 20 tane Turkcell Süper Lig maçı, 5 tane de Fortis Türkiye Kupası ve UEFA Kupası maçı oynadım. Evet, belki daha fazla oynamam gerekiyordu ama sakatlıklara rağmen bu kadar oynayabildim. Daha önceki sezonlarda 35-40 maç yaptığım unutulmasın lütfen. Ayrıca, böylesine arka arkaya sakatlık yaşayan tek oyuncu da ben değilim. Örneğin, Villarreal'de oynayan futbolcumuz Nihat Kahveci'nin çapraz bağı ve üst adalesi koptu. Emre Belözoğlu Newcastle'da oynarken sakatlıkla ilgili birçok şanssızlık yaşadı. Bunlardan daha ağır sakatlıklar geçirenler de var. Çok şükür, benim yaşadığım ağır sakatlık yok ama sanki tek sakatlanan benmişim gibi bir tablo oluşturuluyor. Ayrıca, ne Fenerbahçeli ne de Galatasaraylı bir futbolcuya bu yapılıyor.


Milli Takım'ın Almanya kampı öncesinde ABD'ye gittin. Orada doktorlar omzunla ilgili neler söyledi?


Milli Takım'a performans konusunda destek veren Athlete's Performance firmasının Arizona'daki tesislerine gittim. Orada çeşitli kontrollerden geçtim. Doktorlar bana ameliyatın acil olarak yapılmasına gerek olmadığını, omuz ve civar bölge kaslarının kuvvetlendirilmesi gerektiğini, fizyoterapist eşliğinde yapılacak çalışmaların yeterli olacağını söyledi. Ancak, benzer bölgede sakatlıkların sık sık tekrarlaması halinde operasyonun düşünülmesi gerektiğini belirttiler. Ben de kendimi iyi hissettiğim sürece ameliyat olmamaya karar verdim. Elimden geldiğince takımımı yalnız bırakmamaya gayret edeceğim.


Euro 2008'de defansın en çok forma giyen isimlerinden biriydin. Maçların ve elde edilen yarı final oynama başarısının en yakın tanıklarından biri olarak, bize şampiyonanın bir değerlendirmesini yapar mısın?


Elde edilen başarı ve maçların heyecanını ancak yaşayanlar bilir. Türk milletine böylesine büyük sevinç yaşatan takımın bir parçası olduğum için mutlu ve gururluyum. Ay-yıldızlı formaya layık olduğumu düşünüyorum. Sadece taraflı değil aynı zamanda tarafsız futbolseverlere de seyir zevki yüksek maçlar izlettirdik. Başkanı, yöneticisi, futbolcusu, malzemecisi ve taraftarı bir yürek oldu ve bu başarı geldi. İsviçre ve Avusturya'da büyük bir birlik-beraberlik ve arkadaşlık ortamı vardı. Dürüst olmak gerekirse ben böyle bir arkadaşlık ortamını daha önce hiç görmedim. Oyuncular dayanışma içindeydi, hocamız Fatih Terim bizi motive etmek için hep uğraş verdi. Portekiz maçıyla turnuvaya şanssız bir başlangıç yaptık. Ev sahibi İsviçre'ye karşı oynadığımız karşılaşmada 45 dakika boyunca aralıksız yağan bir yağmur vardı. O maçta da geriye düşmemize rağmen arkadaşlarımız canlarını dişlerine taktılar ve galibiyeti getirdiler. Çek Cumhuriyeti maçında ise 75. dakikaya kadar 2-0 mağlup durumdaydık. Arkadaşlarla konuştuğumuz zaman "Maçı en kötü ihtimalle 2-2 berabere bitiririz" diyorduk. Çünkü daha önce Çek Cumhuriyeti ile oynadığımız özel maçta son üç dakikada iki gol atmıştık. Şampiyonadaki maçta da 2-2'lik skoru yakalayınca, "Dikkatli olursak üçüncü gol de gelir" dedik ve öyle de oldu. Hırvatistan maçı da benzer şekilde geçti. Saha içinde müthiş arzuyla oynayan bir Türkiye vardı ve karşılaşmayı penaltılarla bile olsa daha çok isteyen taraf kazanmış oldu. Bu tür mucizeleri turnuva boyunca sadece Türkiye yapabildi. Almanya ile oynadığımız yarı final maçında birçok oyuncumuz bu maçta yer alamadı ama ben "Milli Takım eksik kadroyla oynadı" görüşüne hiç katılmıyorum. Oynayan futbolcularla oynamayan futbolcular arasında müthiş bir bağ vardı. O maçta belki de tüm turnuvadaki en iyi futbolu ortaya koyduk. Bu da sakat ve cezalıların yerine forma giyenlerin Türkiye'yi en iyi şekilde temsil ettiği anlamına gelir. Elenmek şüphesiz çok üzücüydü ama ülkemize yarı final sevinci yaşatmak da güzeldi. Oynanan maçlar gösterdi ki Türkiye ile oynayacak takımın attığı adımda bir değil, iki kez düşünmesi gerekiyor.


Milli Takımımız şampiyonada fizik gücü yüksek bir ekip olarak öne çıktı. Hatta grupta tek yenilgimizi aldığımız Portekiz maçında bile en çok koşan taraf bizdik. Bu noktada Amerikalı performans ekibinin kısa süreli çalışmasının size fayda getirdiğine inanıyor musun?


Tabii ki oldu. Onların da katkı payı var. Ancak, Fatih Hoca'nın bize sağladığı özgüven ve motivasyon, bire bir yaptığı konuşmalar, kendi aramızda yaptığımız konuşmalar daha büyük bir etken oldu diyebilirim. Cumhurbaşkanı ve Başbakanın bile maçları izlemeye gelmesi bizlerin savaşma gücünü arttırdı.
fbcska1907
fbcska1907

Mesaj Sayısı : 155
Kayıt tarihi : 10/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz